ADLİ ARAMALAR
GENEL OLARAK
Kullandığımız mevzuatlar gereği Türk Hukukunda iki türlü arama vardır. Bunlar önleme/önleyici arama ve adli aramalardır. Önleyici arama suçun önüne geçmek , tehlikeyi engellemek amaçlı yapılırken adli arama şüpheliyi/sanığı/delili elde etmek amaçlı yapılabilir.
DÜZENLEMELER
Ulusal ve uluslararası düzenlemeler bu aramaların kurallarına, yapılış biçimine ve usulüne kaynak olmaktadır.
Uluslararası düzenlemeler:
BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 12. Maddesi
“Kimsenin özel yaşamına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz. Herkesin bu gibi karışma ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır”.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8. Maddesi
" (1). Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. (2). Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir"
Ulusal düzenlemeler:
Anayasa
III. Kişi hürriyeti ve güvenliği
Madde 19 – "Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen:
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir. Hakim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir...."
A. Özel hayatın gizliliği
Madde 20 – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga üçüncü cümle: 3/10/2001-4709/5 md.)
(Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar."
B. Konut dokunulmazlığı
Madde 21 – (Değişik: 3/10/2001-4709/6 md.)
"Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar."
Anayasanın yanında şu mevzuatlarda da aramalara ilişkin detaylar açıklanmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu
Polis Vazife Ve Salahiyetleri Kanunu
Vergi Usul Kanunu
İl İdaresi Kanunu
Olağanüstü Hal Kanunu
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
Sıkıyönetim Kanunu
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun
Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği
Yukarıda yer alan mevzuatlarda görülecektir ki hem kişinin haklarını korunduğu gibi bunlara müdahalenin ne ölçüde yapılacağına dair esaslar ve usuller belirtilmiştir. Bu müdahalelerin ve konumuz dahilinde aramaların kişilerin haklarının istisnasını yaratırken asıl amaç tehlikeleri önlemek ve maddi gerçeği ortaya çıkarmak amaçlı adli aramalardır.
ADLİ ARAMALAR
Adli arama nedir sorusunun cevabı aşağıdaki mevzuatta kanun ile açıklanmıştır.
Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği
Madde 5 - Adlî arama, bir suç işlemek veya buna iştirak veyahut yataklık etmek makul şüphesi altında bulunan kimsenin, saklananın, şüphelinin, sanığın veya hükümlünün yakalanması ve suçun iz, eser, emare veya delillerinin elde edilmesi için bir kimsenin özel hayatının ve aile hayatının gizliliğinin sınırlandırılarak konutunda, işyerinde, kendisine ait diğer yerlerde, üzerinde, özel kâğıtlarında, eşyasında, aracında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile diğer kanunlara göre yapılan araştırma işlemidir.
Adli Arama Kararını Kim Verebilir?
Kural olarak adli arama kararını Sulh Ceza Hakimi verirken gecikmesinde sakınca olan hallerde Cumhuriyet Savcısı , Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde gecikmesinde sakınca olan hallerde kolluk amiri de adli arama kararını verebilir.
Ancak kolluk amirlerinin verdiği arama kararı , diğer merciilerin verdiği arama kararlarına göre farklı usullere ve kısıtlamalara tabiidir. Kolluk amiri, Cumhuriyet Savcısına ulaşamadığının detaylı bir tutanağını düzenlemelidir. Gecikmesinde sakınca bulunan hal söz konusu olsa bile kolluk amiri , kamuya açık olmayan kapalı alanlarda, işyerinde veya konutta arama kararı veremez.
Cumhuriyet Savcılarının ve kolluk amirinin arama kararını verirken göz önünde bulundurduğu gecikmesinde sakınca bulunan hallerin sahip olması gereken bazı koşullar mevcuttur. Öncelikle makul bir şüphe varlığı olmalıdır. İkinci olarak delillerin karartılması , şüpheli/sanığın kaçma durumu veya kimliğinin tespit edilememe durumu ortaya çıkmalıdır.
Adli Arama Ne Zaman Yapılabilir?
Adli aramalar kural olarak her saatte yapılabilir ancak istisnası olarak konutta, işyerinde ve kamuya kapalı yerlerde gecikmesinde sakınca olan hallerde suç üstü durumunda , firar halinde Sulh Ceza Hakiminin kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda Cumhuriyet Savcısının kararı hariç gece arama yapılamaz. Geceden kasıt güneş battıktan 1 saat sonra , güneş doğmadan 1 saat önceki vakittir.
ADLÎ VE ÖNLEME ARAMALARI YÖNETMELİĞİ
Aramada emir ya da karar kapsamı dışında elde edilen bulgular ve ele geçirilen kişiler
Madde 10 - "Usulüne uygun yapılan aramada;
a) Yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmakla birlikte, karar veya yazılıemirde konu edilmeyen,
b) Yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek, bir delil elde edilirse;
bu delil koruma altına alınır ve durum Cumhuriyet başsavcılığına derhâl bildirilerek el koyma işlemini gerçekleştirmek için Cumhuriyet savcısından yeni bir yazılı emir istenir. Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hâllerde ise kolluk âmirinin yazılı emriyle kolluk görevlileri elkoyma işlemini gerçekleştirebilir. Hâkim kararı olmaksızın elkoyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde elkoyma kendiliğinden kalkar..."
HUKUKA AYKIRI ARAMANIN MADDİ CEZA HUKUKU BAKIMINDAN YAPTIRIMI İSE EYLEMİN SUÇ TEŞKİL ETMESİDİR.
5237 sayılı TCK’nın “haksız arama” başlıklı 120. maddesinde, hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisinin üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür.
ADLİ ARAMA ALTINDA ÜST ARAMASI
Yukarıda bahsettiğimiz durumlar içerisinde Sulh Ceza Hakiminin kararıyla , gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının izniyle veyahut gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Kolluk Amirinin emriyle yapılan adli arama sırasında makul şüphe varlığında üst araması yapılabilir.
Üst Araması Yapabilecek Kişiler
Polis
Jandarma
Bekçiler
Sahil Güvenlik
Gümrük Muhafaza Kolluk Görevlileri
Adli arama kararı ile yapılacak üst aramasında aramayı yapacak görevli kimliğini üst araması yapacak kişiye göstermelidir. Adli arama üzerine bu üst aramasını gerçekleşeceğini kapsamını , amacını ve ne aradığını kişiye açıklamalıdır. Üst aramasını yapacak olan kolluk , aranacak kişi ile aynı cinsiyette olmalıdır. Bu üst araması kaba üst araması şeklinde bilinen yoklama şeklinde yapılan aramadır. Detaylı arama yapılamaz.
HUKUKA AYKIRI ÜST ARAMASI YARGITAY KARARI
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 20. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ...'ın TCK’nın 188/3-4, 62/1, 52/2, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis ve 1000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.12.2012 tarihli ve 292-509 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesince 29.11.2018 tarih ve 11214-5605 sayı ile;
"Oluş ve dosya kapsamına göre, kolluk görevlilerince durumundan şüphelenilen sanığın GBT sorgulamasını yapmak üzere yanına gidildiğinde kaçmaya başladığı ve kovalamaca sonucu yakalandığı, yapılan üst aramasında iç çamaşırının içerisinde 25 adet beste olarak tabir edilen suç konusu uyuşturucu maddenin ele geçtiği anlaşılmakla; yapılan aramaya ilişkin CMK'nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde alınmış 'adli arama kararı' veya 'yazılı adli arama emri' bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 27.12.2018 tarih ve 2013/37746 sayılı görüşünde şu değerlendirmeyi yapmıştır:
"Olayda suç konusu olan eroin, sanığın külotunun içinde, poşete sarılı şekilde ele geçirilmiştir. Bu durum, suç konusunun ele geçirildiği yerin kaba üst araması sınırları içinde mi yoksa dışında mı kaldığı sorusunu gündeme getirmektedir. Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu’na dayanılarak hazırlanan ve 'Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin dördüncü bölümünde düzenlenen 'Aramaların Yapılma Şekli' başlıklı maddeler, kaba üst aramasının hangi durumlarda ve nasıl yapılabileceğini açıkça belirtmektedir. Ayrıca, gerek Yargıtay Ceza Dairelerinin gerekse Ceza Genel Kurulu’nun kararlarında, somut olayda herhangi bir adli arama izni ya da kararına gerek olmaksızın kaba üst araması yapılabileceğine dair bir tereddüt bulunmadığı ifade edilmiştir. Benzer nitelikteki olaylarda, şüphelinin cebinden, elindeki poşetten ya da montunun cebindeki poşetten elde edilen uyuşturucular, usulüne uygun şekilde ele geçirilen deliller olarak mahkûmiyete esas alınmıştır. Bu olayda farklı olan, suç konusu delilin sanığın cebinde değil, külotunda bulunmuş olmasıdır."
Yazan : Av. Ayşe Nur Çelik