BOŞANMA SEBEPLERİ
Genel Boşanma Sebepleri:
- Anlaşmazlık: Eşler arasında sürekli olarak devam eden ve uzlaşılamayan anlaşmazlıklar, boşanma davası açma nedeni olabilir. Eşler, aralarındaki anlaşmazlıkların evlilik birliğini devam ettirmelerine engel olduğunu düşünüyorsa bu sebep kullanılabilir.
- Şiddetli geçimsizlik: Eşler arasında yaşanan şiddetli geçimsizlik, evliliğin sürdürülemez hale gelmesine yol açabilir. Bu durumda, eşler boşanma talebinde bulunabilirler.
Özel Boşanma Sebepleri:
- Zina: Evlilik birliği içerisinde bir eşin diğer eşe sadakatsizlik yapması ve bu durumun kanıtlanabilmesi halinde, zina sebebiyle boşanma davası açılabilir.
- Hayata kast, kötü muamele ve hakaret: Bir eşin diğer eşin hayatına kast etmesi, ona kötü muamelede bulunması veya aşağılayıcı bir şekilde hakaret etmesi durumunda, mağdur eş boşanma talebinde bulunabilir.
- Suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme: Bir eşin ağır suçlar işlemesi veya haysiyetsiz bir yaşam sürmesi, evlilik birliğine zarar verdiği gerekçesiyle diğer eşin boşanma davası açma hakkını doğurabilir.
- Terk: Bir eşin diğer eşi, haklı bir sebep olmaksızın terk etmesi ve bir süre geri dönmemesi durumunda, terk edilen eş boşanma davası açabilir.
- Akıl hastalığı: Eşlerden birinin akıl hastalığına yakalanması ve bu durumun evlilik birliğinin devamına engel teşkil etmesi halinde, diğer eş boşanma talebinde bulunabilir.
ANLAŞMAZLIK
Türk Medeni Kanunu'na göre "anlaşmazlık" temelli boşanma, "şiddetli geçimsizlik" başlığı altında düzenlenmiştir. Şiddetli geçimsizlik, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinde yer alan bir genel boşanma sebebidir. İlgili madde şu şekildedir:
"Madde 166 – Eşlerden her biri, ortak hayatı sürdürmeleri kendisinden beklenmeyecek derecede güçleşmiş ise, diğer eşin kusuru bulunmasa bile boşanma davası açabilir. Bunun için evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve bu durumun objektif şartlarla anlaşılabilmesi gerekir."
Burada, "şiddetli geçimsizlik" kavramı, eşler arasındaki anlaşmazlık veya çatışmaların evlilik birliğini sürdürmeyi imkansız hale getirdiği durumları ifade eder. Yani, eşlerin birbirleriyle uyumlu bir yaşam sürdürememeleri ve bu durumun düzeltilemez olması hâlinde, boşanma davası açılabilir. Eşlerden herhangi birinin kusurlu olmaması durumunda dahi, şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma talep edilebilir.
Özetle, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesine göre "şiddetli geçimsizlik" sebebiyle açılan boşanma davalarında, eşler arasında anlaşmazlıkların ve çatışmaların evlilik birliğini sürdürmeyi imkansız hale getirmesi gerekmektedir. Bu durumun objektif olarak da anlaşılabilir olması ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması şarttır.
ZİNA
Zina, özel bir boşanma sebebi olarak Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenmiştir. Zina, evlilik birliği içinde bir eşin, diğer eşe sadakatsizlik yaparak, başka bir kişi ile cinsel ilişkiye girmesidir. Zina, evlilik birliğinin devamını tehlikeye atan önemli bir ihlal olarak kabul edilir ve mağdur eşin boşanma talep etmesine neden olabilir.
Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi zina sebebiyle boşanmayı düzenlemektedir. İlgili madde şu şekildedir:
"Madde 161 – Zina eden eş, diğer eş tarafından dava edilirse, boşanmaya karar verilir."
Zina sebebiyle boşanma davası açabilmek için dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar vardır:
- Kanıt: Zina iddiasında bulunan eşin, diğer eşin sadakatsizliğini kanıtlaması gerekmektedir. Mahkemeler genellikle somut ve güçlü kanıtlar talep ederler. Zina iddiasının kanıtlanabilmesi için, süreklilik arz eden ve cinsel ilişkiye giren eşlerin rızası ile gerçekleşen fiilin somut delillerle ortaya konması önemlidir.
- Süre kısıtlamaları: Zina, eşlerden birinin öğrendiği tarihten itibaren altı ay içinde ve her hâlükârda zinadan önceki beş yıl içinde dava edilebilir. Bu süreler geçirilirse, zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı düşer.
- Affetme: Eğer mağdur eş, zina eylemini öğrendikten sonra diğer eşi affeder ve birlikte yaşamaya devam ederse, zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı düşer.
- Kusurlu davranışlar: Zina sebebiyle boşanma talep eden eşin, kendi kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinde önemli derecede sorunlar yaşanıyorsa, mahkeme zina sebebiyle boşanma talebini reddedebilir.
Özetle, zina sebebiyle boşanma davası açmak isteyen eşin, diğer eşin sadakatsizliğini somut delillerle kanıtlaması, süre kısıtlamalarına uygun hareket etmesi ve zina eylemini affetmemesi gerekmektedir. Ayrıca, zina iddiasında bulunan eşin kendi kusurlu davranışlarının olup olmadığı da mahkeme tarafından değerlendirilebilir.
HAYATA KAST KÖTÜ MUAMELE
Evlilik içerisinde yaşanan "hayata kast, kötü muamele ve hakaret" gibi durumlar, Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen özel boşanma sebeplerinden biridir. Bu sebep, eşlerden birinin, diğer eşe karşı fiziksel ya da psikolojik zarar verici eylemlerde bulunması durumunda, mağdur eşin boşanma davası açabilmesine olanak sağlar.
Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi, hayata kast, kötü muamele ve hakaret sebebiyle boşanmayı düzenlemektedir. İlgili madde şu şekildedir:
"Madde 162 – Eşlerden biri diğerine karşı aşağıdaki fiillerden birini işlerse; mağdur olan eş, davalı olan diğer eşin bu fiilleri işlemesinden dolayı boşanma davası açabilir:
- Hayatına kast,
- Ağır derecede kötü muamele,
- Onur kırıcı bir suç işleme,
- Onur kırıcı bir davranışta bulunma."
Hayata kast, kötü muamele ve hakaret kavramlarını daha detaylı açıklamak gerekirse:
- Hayata kast: Eşlerden birinin, diğer eşin hayatına kast etmesi, onun yaşamını tehlikeye atan eylemlerde bulunması anlamına gelir. Öldürme teşebbüsü, zehirleme gibi durumlar hayata kast olarak değerlendirilebilir.
- Kötü muamele: Eşlerden birinin, diğer eşe karşı fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulaması, ona sürekli zarar verici ve aşağılayıcı muamelede bulunmasıdır. Darp, tehdit, sürekli küçük düşürücü eleştiriler gibi durumlar kötü muamele olarak kabul edilebilir.
- Hakaret: Eşlerden birinin, diğer eşi aşağılayıcı, küçük düşürücü ve onur kırıcı bir şekilde sözlü ya da yazılı olarak hakaret etmesidir. Hakaretler, mağdur eşin toplum içinde saygınlığını ve haysiyetini zedeleyebilir.
Hayata kast, kötü muamele ve hakaret sebepleriyle açılan boşanma davalarında, mağdur eşin bu eylemleri somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Ayrıca, bu tür eylemlerin evlilik birliğinin devamına engel teşkil edecek düzeyde olması önemlidir.
SUÇ İŞLEME
"Suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme" Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen özel boşanma sebeplerinden biridir. Bu sebep, eşlerden birinin toplumun değerlerine aykırı davranarak haysiyetsiz yaşam sürmesi veya ağır ve onur kırıcı bir suç işlemesi durumunda, mağdur eşin boşanma davası açabilmesine olanak sağlar.
Türk Medeni Kanunu'nun 163. maddesi, suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme sebebiyle boşanmayı düzenlemektedir. İlgili madde şu şekildedir:
"Madde 163 – Eşlerden birinin ağır ve onur kırıcı suç işlemesi veya haysiyetsiz yaşam sürmesi diğer eş için evlilik birliğini devam ettirmeyi imkansız kılan hallerdir. Bu durumda mağdur eş, davalı olan diğer eşin bu fiilleri işlemesinden dolayı boşanma davası açabilir."
Suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme kavramlarını daha detaylı açıklamak gerekirse:
- Suç işleme: Eşlerden birinin ağır ve onur kırıcı bir suç işlemesi, özellikle şiddet, cinsel suçlar, uyuşturucu madde ticareti, dolandırıcılık ve benzeri suçları içerir. İşlenen suçun ağırlığı ve mağdur eşi etkileyebilecek olması önemlidir.
- Haysiyetsiz yaşam sürme: Eşlerden birinin, toplumun ahlaki değerlerine aykırı davranarak, haysiyetsiz ve onur kırıcı bir yaşam sürdürmesidir. Sürekli olarak evlilik dışı ilişkiler, madde bağımlılığı, kumar ve ahlak dışı mesleklerde çalışma gibi durumlar haysiyetsiz yaşam sürme olarak kabul edilebilir.
Suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme sebepleriyle açılan boşanma davalarında, mağdur eşin bu eylemleri somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Ayrıca, bu tür eylemlerin evlilik birliğinin devamına engel teşkil edecek düzeyde olması önemlidir. İşlenen suçun veya haysiyetsiz yaşamın evlilik birliğini devam ettirmeyi imkansız kılan bir durum yaratması, boşanma davasının başarılı olması için gereklidir.
TERK
Terk, Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen özel boşanma sebeplerinden biridir. Terk, eşlerden birinin diğerini süreli olarak ve kesintisiz bir şekilde ortak konuttan ayrılarak, evlilik birliğini sürdürmeyi reddetmesi ve bu durumun devam etmesidir. Terk nedeniyle mağdur eş, boşanma davası açabilir.
Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesi, terk sebebiyle boşanmayı düzenlemektedir. İlgili madde şu şekildedir:
"Madde 164 – Eşlerden biri, diğerini haklı bir sebep olmadan terk eder veya birlikte yaşama arzusunu kesin olarak bildiren bir beyanda bulunursa; mağdur olan eş, aşağıdaki şartlarla birlikte terk eden veya birlikte yaşamama beyanında bulunan diğer eşin bu fiilleri işlemesinden dolayı boşanma davası açabilir:
- Terk süresinin en az altı ay geçmiş olması,
- Terk eden veya birlikte yaşamama beyanında bulunan eşin dönmesi için kendisine mahkemece başvurulmasına rağmen bu başvuruyu reddetmesi."
Terk kavramını daha detaylı açıklamak gerekirse:
- Haklı bir sebep olmamalı: Terk, haklı bir sebep olmadan gerçekleşmelidir. Eğer terk eden eşin, ortak konuttan ayrılmasına neden olan geçerli ve makul bir sebep varsa, terk sebebiyle boşanma davası açılamaz.
- Terk süresi: Terk eden eşin ortak konuttan ayrılması ve evlilik birliğini sürdürmeyi reddetmesi en az altı ay sürmelidir.
- Mahkeme başvurusu: Mağdur eşin, terk eden eşi mahkemeye başvurarak dönmesi için çağırması ve terk eden eşin bu çağrıyı reddetmesi gerekmektedir.
Terk sebebiyle boşanma davası açmak isteyen mağdur eşin, yukarıda belirtilen şartların gerçekleştiğini ve terkin sürekliliğini kanıtlaması gerekmektedir. Ayrıca, terk eden eşin dönme talebini reddettiğine dair mahkeme başvurusu ve sonucu da dikkate alınacaktır.
AKIL HASTALIĞI
Akıl hastalığı, Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen özel boşanma sebeplerinden biridir. Bu sebep, eşlerden birinin akıl hastalığına yakalanması ve bu durumun evlilik birliğini devam ettirmeyi zorlaştırması ya da imkansız kılması halinde, diğer eşin boşanma davası açabilmesine olanak sağlar.
Türk Medeni Kanunu'nun 165. maddesi, akıl hastalığı sebebiyle boşanmayı düzenlemektedir. İlgili madde şu şekildedir:
"Madde 165 – Eşlerden birinin akıl hastalığına tutulması öteki eş için evlilik birliğini devam ettirmeyi çekilmez kılarak ortadan kaldırırsa; bu durumda mağdur olan eş, hastalığa yakalanan diğer eşin bu fiilleri işlemesinden dolayı boşanma davası açabilir. Ancak bu halde boşanma kararı verilebilmesi için hastalığın mahiyeti ve süresiyle hastalığın devamında evlilik birliğinin sürdürülmesinin zor ve tehlikeli olacağını gösterir resmi sağlık raporu alınmalıdır."
Akıl hastalığı sebebiyle boşanmayı daha detaylı açıklamak gerekirse:
- Akıl hastalığının evlilik birliğini çekilmez kılması: Eşlerden birinin akıl hastalığına tutulması, diğer eş için evlilik birliğini sürdürmeyi zorlaştırmalı ya da imkansız hale getirmelidir.
- Resmi sağlık raporu: Boşanma davası açılabilmesi için hastalığın mahiyeti ve süresiyle, hastalığın devamında evlilik birliğinin sürdürülmesinin zor ve tehlikeli olacağını gösteren resmi bir sağlık raporu alınması gerekmektedir. Bu rapor, hastalığın sürekliliğini ve ciddiyetini kanıtlamak için önemlidir.
- Mahkeme değerlendirmesi: Mahkeme, başvurulan sağlık raporu ve deliller doğrultusunda, akıl hastalığının evlilik birliğini sürdürmeyi çekilmez kıldığına karar verirse, boşanmaya hükmedebilir.
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açmak isteyen eşin, hastalığın evlilik birliğini sürdürmeyi zorlaştırdığını ya da imkansız kıldığını kanıtlaması ve resmi sağlık raporu sunması gerekmektedir. Mahkeme, sunulan deliller ve raporlar ışığında boşanma kararı verebilir.